31 Aralık 2014 Çarşamba

dua..



Allahım sen ne büyüksün.. Milyarlarca kar tanesini birbirinden farklı yaratıp üzerimize yağdıran, zamanı geldiğinde de eritip yok edensin.. Doğadaki tüm olaylarda görüyoruz  faniliği.. Hiç bir şey sürekli var değil. Bile bile göre göre neden bu dünyaya kök salmaya çalışmamız? Bir saat sonrasını bilemezken günler aylar sonrasına planlar yapışımız neden? Sevdiklerimizi bir daha görebileceğimizin garantisi yokken bu kalp kırmalar neden? Neden bu bencillik, neden bu kaantkarsızlık, neden bu memnuniyetsizlik?.. 

Başka insanların düşüncelerini rabbimin rızasından daha çok önemsiyoruz. Arkadaşlarla muhabbet edeceksek hızlıca kılıveriyoruz namazlarımızı. Normalde uyanamadığımız sabah namazı vaktinde gezmeye gideceksek eğer açılıveriyor gözlerimiz kendiliğinden. İnternette harcadığımız vaktin yarısını harcamıyoruz kuranın başında. Tesettürün sınırlarındansa moda daha önemli bizim için. Gereksiz bir sürü yazı ile dolu olan dergileri karıştırdığımız kadar karıştırmıyoruz hadis kitaplarını, ilmihalleri. Hep bu dünyada daha rahat, daha keyifli, daha sorunsuz yaşamak için çabalıyoruz. Herşey dünyalık..

5 vakit namazımı kılıyorsam, ramazanda orucumu tutuyorsam, başım kapalıysa, haftada bir gün sohbete gidiyorsam, zekatımı veriyor arada da sadaka dağıtıp insanlara yardım ediyorsam iyi bir müslümanım diye düşünüyoruz. Gerçekten bu kadar mı müslümanlık? Rabbim rızası sadece bunları yapınca kazanılıyor mu?  İçim kıskançlıkla doluysa, dedikodu yapmaktan zevk alıyorsam, ihtiyacım olmayan şeyleri sırf düzene ayak uydurmak adına alıyorsam, israf yapıyorsam, elimdekilerle mutlu olmuyorsam, içten içe daha çoğuna sahip olamadığım için kızıyorsam, sahip olduklarım için şükretmiyorsam yine de onları yaptığım için iyi bir müslüman oluyor muyum?. 

Allahım değiştirmek  istediğim o kadar çok şey var ki hayatımda. Nefsime hakim olmak, çenemi tutmak, gıybet yapmamak istiyorum. Gereksiz yere alışveriş yapmamak istiyorum. Kapitalist düzenin bir parçası olmamak istiyorum. Başka insanların düşüncelerini senin rızanın önüne geçirmemek istiyorum. Ne durumda olursa olsun yalan söylememek istiyorum. Kalbimden hiç kötü düşünceler geçmesin istiyorum. Kimseyi kırmamak istiyorum. Tesettürüme daha çok dikkat etmek istiyorum. En önemlisi senin rızanı kazanmak istiyorum. Rabbim "ol" de oluversinler.. 

gebelik serüveni.. 8. hafta..

Geride bıraktığımız koca bir yılın yanında benim 8 haftam ne ki diyeceğim ama bu 8 hafta benim için koca bir yıldan daha önemli. Ne zamandır bekleneni verdi Rabbim bana zamanı gelince. Zamanı geldiğinde aramızdan aldıkları gibi. 25 aralık perşembe akşamı krmmin amcası vefat etti. Bir haftadır hastanede durumu kritik olmasına karşı perşembe sabahı iyi demişti doktorlar bu şekilde devam ederse iki güne yoğun bakımdan çıkarabiliriz demişlerdi. Ama öyle olmadı rabbim hakkında hayırlısını verdi.. Mekanı cennet olsun inşallah.

Biraz sancılı geçti o günlerim, kendimi kastığımdan sebep sanırsam. Çok şükür daha büyük bir problem yaşamadan normale döndüm yine. Hamilelere gösterilen özel ilgi hoşuma gidiyor. Bir mekana girdimmi herkes oturmam için yer veriyor. Ayağıma terlik geliyor, arkama yastık konuyor. Tüm servislerde önceliğim var. Canım ne isterse o pişiyor. Keyfime diyecek yok yani :)) 
Halsizliğim ve mide bulantım devam ediyor. Bir de bunlara ek olarak bel ağrısı eklendi. Özellikle eğildiğimde kalçamın üzerine ağrı giriyor. Bir süre daha devam ederse doktoruma danışacağım. İnşallah geçer en kısa zamanda.. Artık bebeğimi hissetmek istiyorum ben... 

24 Aralık 2014 Çarşamba

gebelik serüveni.. 7. hafta

Dün kontrole gittim ve bebeğimin kalp atışlarını duydum. İçim çok rahatladı. Bir terslik olacak diye korkuyordum.Çok şükür herşey güzel dedi doktorum. Bir dahaki kontrol 1 ay sonra. O zamana kadar kocaman olacak bebeğim inşallah :)).

Bu hafta geçtiğimiz haftaya göre daha iyiym. Mide bulantılarım baya azaldı sadece karnım acıktığında bulanıyor. Ama şuan bence mide bulantısından daha kötü olan bir sorunla karşı karşıyayım; hazımsızlık.. Yemek yemek tam bir kabus. Yani yerken hiç bir sorun yok hatta hep aç olduğum için yemeklere kıtlıktan çıkmış gibi saldırıyorum fakat sonrası felaket. Karnım şişiyor, kasılıyor. Ağlama noktasına geliyorum. Anladım ki çok yememem lazım çok azar azar sık sık yemeliyim. Bugün uygulamaya çalışıyorum bu kararımı inşallah başarılı olurum. Bir de hareket etmem gerekiyor. Yan gelip yatmakla çözülmeyecek bu problemler. Her gün düzenli olarak yürüyüşe çıkmaya karar verdim. Çok uzun süre olmayacak şekilde doktorum da izin verdi. Beslenme düzenim hala bozuk. Gerektiği gibi protein, vitamin falan alamıyorum galiba. Ama ebe 3 ay çok zorlama kendini bebek gerekli besinleri senden karşılar zaten önemli olan 3 ay sonrasındaki dönem dediydi. Ona güveniyorum :).

Psikolojik olarak iyiyim. Havalarında güneşli olmasının etkisi var sanırım bu ruh halim üzerinde. Gerçi hala bir çocuğum olacak fikri garip gelsede kalp atışlarını duyunca çok heyecanlandım. İçinde hissetmeye başladığında daha çok sahipleneceksin diyor etrafımdakiler.  9 ay annenin de babanın da durumu kabullenmesi için gerekli süre demekki hele benim gibiler için çok gerekli :D. Hayaller kurarak, hazırlıklar yaparak dahil ediyoruz onu ailemize. Geldiği zaman gerçekten eksikliği var olan, beklenen olarak geliyor. Şuan bile yaptığımız planlar hep onun üzerinden. Şuan bile sanki hayatımızda... Rabbim hayırlısıyla kucağımıza almayı nasip etsin..

19 Aralık 2014 Cuma

benim hala umudum var..

Hamilelik miskinleştirdi beni. Sabahları erken kalkamıyorum artık. Yatakta bir saat telefonla uğraşma alışkanlığıma geri döndüm. Puslu havalar insana birşeyler yapma enerjisi vermiyor. Evet midem bulanıyor ama yemek yapmak da gelmiyor içimden. Evde oldukça mayışıyorum, güneşi görünce dışarı atıyorum kendimi, hava buz, üşüyorum. Dikiş kursunu da boşladım bu aralar. Oysa ki ne güzel bir etek biçmiştim. Çantanın içinde keyfimin gelmesini bekliyor. Geçecek biliyorum. Herşey geçiyor. hep böyle kalsın diye istediğim o kadar çok şey var ki hayatta. Ama kalmıyor. Bu kalmamazlık belkide değerini bilmemiz için gerekli. Hep aynı kalsalar bir süre sonra bilinmezdi kıymeti. 4 elle sarılmalı hayata, anlara. Bir anda herşeyin değişebileceğine çok kere şahit oldum. Bugün varolup yarın olmayan insanlar, 45 saniyede değişen hayatlar, aramıza yeni katılan umutlar.. Allahım ne olur her anımızın kıymetini bilmeyi nasib et bize.
Eskiden çok severdim yalnızlığı ama artık hiç bana göre değil anladım. Birileri olsun istiyorum hep yanımda, pozitif birileri. Enerjime enerji katsın istiyorum. Kendiyle kaldımı insan batması daha kolay. Krmm olsun mesela hep yanımda. Onunlayken çok güzel hayat. Ablam, ailem, arkabalarım, arkadaşlarım, kendimi yanlarında rahat hissettiğim insanlar olsun etrafımda. Havada güneş olsun, rüzgar ılık. İşte ben de aynı kalamamışım zaman karşısında. Depresif, yağmurlu, yalnız günler benim günlerimdi eskiden. Hala çok severim son baharı ama sevdiklerimle beraber gülerek.. İyi ki diyorum bir daha iyi ki değişiyor herşey zamanla..
Haftaya doktor kontrolüm var. İçim pır pır. Herşeyin hayırlısı için dua ediyorum.

13 Aralık 2014 Cumartesi

gebelik serüveni.. 6. hafta..

"Teoride teoriyle pratik arasında bir fark yoktur ama pratikte vardır." yıllar önce duyduğum, kime ait olduğunu bilmediğim bu sözü çok beğenirim. Doğruluğunu da bir kaç kez tecrübe ettim. Hamilelik ve annelik sürecinde de doğru olduğunu biliyorum. Ablamın hamileliklerinde de çocukların bakımında da hep yanındaydım. İki süreçlede ilgili teorik bilgim çok fazla ama işleri pratik etmeye gelince aynı olmadıklarının farkına varıyor insan.

40 haftalık maceramın 6. haftasındayım. 6 haftalık hamilelerin çoğuna göre iyi durumdayım. koku hassasiyetim daha yok. Yemek pişirebiliyorum. Kendi pişirdiğim yemeği yiyebiliyorum. Sabahları aşırı bulantıyla uyanmıyorum. Sadece acıktığımda, çok yemek yediğimde bir de tatlı yedikten sonra hafif bir çalkantı oluyor midemde. Beni asıl etkileyen belirti halsizlik. uykum yok sürekli uyumak istemiyorum ama sürekli başım bir yere yaslı olsa olur. Bu halsizliği Rabbim hamile olduğumuzu kabullenelim diye veriyor sanırım bize. Çünkü geçtiğimiz hafta daha iyiyken hamile olduğumu unutup hoplayıp zıplayabiliyordum. Şimdi istesemde yapamam. Kötü gibi gözüksede aslında iyi birşey halsizlik :). En azından benim için..

İşte teori ve pratik çatışması buralarda başlıyor. Bu zamanlarda beslenmeme dikkat etmem gerektiğini biliyorum. Protein ağırlıklı beslenmem lazım. Sabahları en az bir yumurta, peynir, zeytin, yeşillik yemem, günde 1 bardak süt içmem, haftada iki akşam balık yemem, et yemem, tavuk yemem, sebze meyve yemem, karbonhidratlardan olabildiğince uzak durmam gerekiyor. Ama gel gör ki yarısından çoğunu yapamıyorum. Bu yiyecekleri hazırlamak için gerçekten iyi efor sarfetmek lazım benimse çoğu zaman halim olmuyor artık. Sabahları tost ve portakal suyuyla geçiştiriyorum. Diğer zamanlarda Allah ne verdiyse, kek, poğaça, çorba, yemek.. Balık yerinede omega 3 kullanıyorum :D. İnşallah daha da kötüleşmem bu hallerim de geçer eski enerjime kavuşurum.


11 Aralık 2014 Perşembe

hamileyim..

Şaka gibi ama değil. Evet hamileyim. Şuan için 5 buçuk haftalık bebeğim. Daha kalp atışlarını duymadık gerçi. İnşallah sağlıklı olarak gelişmeye devam ediyordur. İki hafta sonra duyarız atışları da heyecanımız katlanır.
Pek anaç yapılı biri değilimdir ben. Gezmeyi yemeyi yürümeyi hayal kurmayı konuşmayı severim.  Bir çocuğumun olması ona bağlanacak olma fikri pek bana göre değildi. Arada kalmışlık yaşıyordum aslında evet bir çocuğum olsun istiyordum etrafımda yaşanılan o kutsal sevgiyi ben de hissetmek istiyordum ama diğer yandan rahatıma okadar düşkündüm ki.. Sonra yavaş yavaş farkettim sahip olduğum korkuların aslı yok aslında. Bizim toplumumuz tarafından ortaya atılan hurafeler. Sosyal medyada çok çocuklu yabancı ailelere baktığımda hayallerimdeki yaşamı görüyorum. Kimse çocuğu bit külfet olarak görmüyor. Kimse çocuğu olduktan sonra kendini eve kapatmıyor. Ysşamına çocukla beraber devam ediyor. Tabiki kocalarında bu yaşamda payı çok büyük. Türk toplumunda daha yeni yeni babalar çocuk bakımına katılmaya başladı. Çocukların bütün yükü üzerinde olan anneler haklı olarak çok yoruluyorlar. Toplumumzdaki değişimler, takip ettiğim yabancı aileler içimdeki korkuları baya aldı götürdü. Yada annelik hormonlarım çalışıyor bilemiyorum :)).
Ablamla aramda yaş farkı olduğu ve genç yaşta evlendiği için evde uzun bir süre tek çocuktum. Çok sıkıldığımı, keşke bir kardeşim olsa diye düşündüğüm zamanları hatırlıyorum. Bu yüzden çok çocuk taraftarıyım. Bir taneyi yapan ikinciyi üçüncüyüde yapar diye düşünüyorum. Her nekadar herkes sen bi birtaneyi doğur sonra konuşuruz desede düşüncelerimin çok değişeceğini sanmıyorum. Bir süre zor ve yıpratıcı olabilir biliyorum ama eminim sonrası da çok keyifli olacaktır.

Bakalım nasıl günler beni bekliyor merak ediyorum..

14 Mayıs 2014 Çarşamba

soma..

inna lillahi ve inna ileyhi raciun..


Allahım bu nasıl bir acı, bu ne kadar zor bir imtihan. 201 can. Kaç eş, evlat, baba, kardeş var o gidenler arasında. Aynı aileden kaç can ver. Kalanlara yardım et Ya Rabbim.. Sabır ver. İsyan ettirme.

Kalan için en zoru ani ölüm. Yarım saat önce uğurladın belki evinden sağ salim. Sarıldın öptün. Aklına gelmezki o an insanın bir daha dönmeyeceği. Bilse gönderebilir mi acaba?

Hem gidenlere hem kalanlara dualarımız.

hedefler..

Değişimime kendime küçük hedefler koyarak başlıyorum. İlk hedefim teheccüd namazı. Madem ki gece kaçta yattığımın önemi yok her türlü sabah 10da kalkıyorum o zaman gece uyanıp namaz kılmak uykumu etkilemeyecek. Hem dua ederim sabah erken kalkabilmek için, İkinci hedefimde o olur. 
Daha bir sürü hedef var kafamda ama yavaş yavaş. Önce bir kaçını yoluna koyayım devamlılık sağlayayım devamı da gelir inşallah. 

Zaman yönetimi öğrenmeye çalıştığım konular arasında. Yönetimi becerebilmek için ilk adım şuan ki zaman kullanımının farkına varmak. Yapılan işleri, bu işler için harcanan zamanı, boşa geçirilen zamanı not edip zamanın ne kadar hor kullanıldığının farkına varmak. Listeyi görünce bir telaşa kapılıyor insan. Gün 24 saat benim elle tutulur bir iş yaptığım süre maksimum 3 saat. Zaten 10 saat uyuyorum. Geriye kalan zaman kayıp. 

Zamanı toptan degilde parçalara ayırıp kontrol etmek daha kolay sanırım. Mesela uyanmayla öğle ezanı arası için hedef koyulabilir. Hedefler tamamlanmadan telefona ve ipade el sürülmemeli. İşlem tamamlandıktan sonra bir süre mola verilip aynı planlama ikindi ezanına veya akşama kadar süre konularak yapılmalı. Yazınca bana daha mantıklı geldi  en kısa zamanda bunu yapacağım :)). Önce yapılacaklar listesi çıkartayım sonra iş bölümü.. 

İnsanın elinde yazılı bir şeyler olunca daha farkında oluyor herşeyin. Diyet yaparken de yediklerin yazılması bundan sebep herhalde.  Neler yaptığını ve neler yapmadığını net görüyorsun. Yazmak herşeyin ispatı,.

9 Mayıs 2014 Cuma

boşluk..

Sanırım ben beceremiyorum bu blog yazma işini. Yazmayı seviyorum. Ama yoğun duygular yaşadığımda yazabiliyorum sanırım birtek. Ya çok üzgün olmam lazım ya da çok mutlu. Oysa yazdıkça yazası geliyor insanın biliyorum. Yazdıkça çoğalıyor cümleler. bir boşaltmaya başladın mı içindekileri ardı arkası kesilmiyor. Ne çok şey varmış içimde diyorum neler biriktirmişim. Kaç tane defterim var yarım yarım. Yazasım geldimi gözüme en hoş gözükeni alıyorum elime. O yüzden buraya pek zaman kalmıyor. Sonra özlüyorum çok ara verdim diyorum. İşte yine o özlemle geldim kaç ay sonra buraya. Bundan sonrası kısmet..

Aslında o kadar boş geçiyor ki günlerim utanıyorum Rabbimden. Sabahları erken kalkmayı beceremiyorum. Gün içinde vaktimi verimli kullanamıyorum. Telefonu ve ipadi elimden bırakamıyorum. Sanırım ben bir internet ve oyun bağımlısıyım. Gece ve gündüz ayrı çalışıyor beynim. Gündüz ne kadar umursamazsam gece de o kadar pişman oluyorum. yarın diyorum farklı olacak. Sabah erken kalkacağım şunları şunları yapacağım artık boş boş zaman geçirmek yok. Ama sabah olduğunda bambaşka biri gelip yerleşiyor içime. Biraz daha uyu, biraz daha oyna, biraz daha ayrılma internetin başından. Nefsim ve ruhum çatışma içinde.

Bir yerden başlamam lazım birşeyleri düzeltmek için biliyorum. Ruhumu nefsime üstün kılmalıyım. Dünyalıklardan sıyrılmalıyım biraz. Ölüm ensemde..